Sus içinde dudakları

Puslu sisli bir bahar 

Akşamında tutuldu 

Güneş ve ay 

Göremedi gözlerin.

Yerdiler sözlerini

Kutladılar geçmişini

Sen baktıkça ileriye

Kırdılar mi düşlerini

Yıkıldı mı aynaların

Boy boy gösteren.

Suya mı gömüldü

Attığın şişelerin

Mesajların ulaşmadı mı sahibine?

Kime döneceksin

Her şey bittiğinde

Deliliğe mi?

Yoksa kaybettiğin 

Benliğine mi?

Sensizliğe gem vurur

Gemilerin demir almaz 

Bu limandan.

Terkedecek için içini

Seni saracak boşluklar.

Düştün mü kuyulara

Sessiz çırpınışın 

Bundan mı?

Hayır bilemez 

Anlatamaz beni hiç bir cümle

Yaşamadan bilinmez yangınlarım

Yanmaz mı sırların ortaya çıkınca

Gözlerindeki intikam ateşin.

Serkeş dolaşırsın sokaklarda

Takip eder lambalar adımlarını

Katılır gürültüsüne kalbinin

İnletir köhne semtini.

Suratına vurulur

Ne kadar kaçsanda

Gerçekler

Acılar sarar tenini

Dokunduğu yerlerden

Dökülür kurdeşen.

23.05